26 Şubat 2011 Cumartesi

Cocukca bi cesaret

„Yazamiyorum, o kadar çok şey düşünüyorum ki,
korkularim yazma hevesimin önüne geçiyor,
ezilmekten, karalanmaktan kaciyorum,
kactikca yazamiyorum, paylaşmaya gücüm kalmiyor artik..“ dedim…
„Yaptigin bir güzelligi veya duygularini insanlarla paylaşmaktan
korkma gerçekten eleştiri yapmak için yapan
insanlarin elestirilerini dinle kulagina küpe et,
eleştiriye açik ol ve bir dahaki yazinda
daha iyisini yazkimseyide rakip görme kendine,
çünkü hani kendine rakip olarak gördügüninsani geçtin diyelim, eee sonra...“ dedi…
***
Gectigimiz günlerde arkadaşima yazamama sIkIntilarimi anlatiyordum.
Beni anlayacagini biliyordum, elimden tütüp bir yol göstereceginide.
Ikimizde büyük bir risk taşiyorduk o müzik yapiyordu ben yaziyordum ama ben onun kadar güclü degildim cabuk pes ediyordum, kirilip gidiyordum.
Düşündükce nedensiz gidişlerim geldi aklima birer birer cogaldilar,
o kadar cok kacmisim ki sorumluluk larimdan,
yoruldugum an solugu başka bir yerde almişim, nereye kadar bu böyle gidecekti?
Yenilme duygusuyla, korkaklikla…
Kime yenilecektim ki?
Neden kendimizden önce cevremizi düşünüyoruz?
Saygimizdan mi, yoksa bir ezilme korkusu mu bu söz ettigimiz?
***
Sezen Aksu şöyle diyordu bir söyleşisinde,
„Büyük bir risk almaktir kalabaliklarin önüne cikmak.
Sarki söylemek, resim yapmak, yazi yazmak, bir oyun cikarmak…
bir alkişla abad olup, bir kücücük sözle yerle yeksan olur bu riski alanlar.
Kolay incilirler.
Oysa müthiş bir şeydir aldiklari bu risk.
Cocukca bir cesaret, tuaf bir iyi niyettir…“
***
Insan düştügü zaman, onu tutup kaldiracak bir el ariyor.
Elimden tutacak birilerinin olduguna şükrediyorum,
tek başina kalkip bir adim atmak cok zor.
„Emin ol senin kadar hassasim belki daha fazla ama bunlara yikilmak,
kendime yaptigim güzelliklere yazik olur…ben çok kirildim!
Bende küsseydim sonu ne olacakti?“ dedi...
Bu gün...
Sevgili Okur,
okumus oldugun bu yazi tozlu bir dolaptan cikti.
Üc yil önce bu günlerde yazilmis bir yazi,
kenarini kösesini düzelttim ve tekrar tekrar okudum ama bahsettigim arkadasimi hatirlayamadim.
O sözlerini hatirlasa, yazsin bana.
Mutlu kalin...
Nergis

15 Şubat 2011 Salı

Bir vakit

Ne olurdu,
bir kadın,
elleri avucumda,
bahsetse yaşamanın tadından başucumda,
mırıl mırıl,
mırıl mırıl
...
Necip Fazil Kisakürek

13 Şubat 2011 Pazar

Tas ve kuslar



"Caresiz kaldigin zamanlarda, git bir tas ustasi bul ve seyret.
Adam belki yüz kere vurur tasa.
Ama degil kirmak, kücücük bir catlak bile olusturamaz.
Sonra birden, yüz birinci vurusta tas ikiye ayriliverir.
Iste o zaman alarsin ki, tasi ikiye bölen son vurus degil,
odan öncekilerdir."
Jacob Riis

7 Şubat 2011 Pazartesi

Tarcin ve Nohut

Bir kitap ödünc aldim.
Ödüc alinan kitabin okunmasnin zor oldugunu anladim.
Kursun kalem cizgileri yapmam bir nevi yasak.
Bence kitap, bir elinde kursun kalemle okunmali,
cizilmeli kenara not düsülmeli, okurken iz birakmali.
Sevgili arkadasim bu duruma eminim sevinmeyecektir,
bende sirf onu sevindirmek icin nohut yemegi yapacagim üstünede tarcin serpecegim ve evet "kitabini cizen benim" diyecegim.

"Kayitsizlik bir yoyo gibi, inip cikyor kendine has bir ritimle."

"Bu dünyada dinginlik bir sansti, sanslilarda dingin."

" Is yapmaya alisik degildi, tipki yalnizliga alisilmadigi gibi."

"...buram buram Istanbul hasreti ceerken yakaliyordu kendini."
Elif SAFAK

6 Şubat 2011 Pazar

Subat´a

Simdi bir söz lazim bana, subat icin.
Hepimizi sarip sarmalayan bir söz.
Subata hosgeldin dercesine olan bir söz.
Masamda mesnevi duruyor, sol kolumu ona yasladim bu yaziyi yazarken.
Icini karistirdim, kagit kokusunu icime cektim.
Hepsi bu.
Kulagimda bir kac söz.

Hepsi bu.