24 Aralık 2010 Cuma

Fransiz Kadin

Bu gün biri usulca esyalarini topladi,
evinde son kez uyuyor,
son kez dolasiyor o evde.
Ayrilikla dost olanlar bilirler bu halleri.
Biliyorum oda nefes alamiyor, biliyorum dokunsalar aglayacak.

Iste sevgili kadin gitmek böyle birsey.
Sende ögreneceksin, belkide coktan ögrenmissindir.
Sirf en sevdiklerini almaya calisacaksin ama birde bakacaksin ki o an hersey en sevdigin.
Ayiramayacaksin, ne esyalarini ne düsüncelerini.

Bu gün bana sarilip aglamani dilerdim.
Sana “üzülme gececek” diye yalan söylemek isterdim.

Allahim ayni dili konusmadan seve bilmek ne güzel.

19 Aralık 2010 Pazar

Kapi.Pencere.Zincir

Sana kim acti bu kapiyi bilmiyorum,
halbuki ben sana pencereden bakmani söylemistim.

7 Aralık 2010 Salı

Kendime sessizce söylediklerim

Bu gece gülay söylüyor ben dinliyorum.
Gülay ne güzel bir kadin.
Dert dinleye bilecek biri
Anlatsan hic bir seyler sormadan dinleyecek biri.
O konusuncada efkarlanacagin biri.
„Derdimi kimselere anlatmiyorum“ diyoruz ya.
Dertlerimiz nedir ki?
Gecen seneden bu güne ne kadar dertlendik?
Ne kadari gecti ki?
***
Ne cok soru soruyorum degil mi…
Bakmayin bu kadar cok sorduguma karsimda dertlesecek biri olsa sus pus olurum.
Aslinda sessizce cevapliyorum bu sorulari, kimse duymadan.Zira dertlenen insanalara bi garip bakiyoruz ya.
Bu aksam “dertlerimi kimseye anlatmiyorum” diyen kadina,
icten ice “senin ne derdin var ki” dedim.
Iyi ki bunu sessiz söyledim cünkü duydugum an kendimden utandim.Biz aynimiyiz ki, dertlerimizde ayni olsun…
Sarki bitti.

3 Aralık 2010 Cuma

Su damlalari

Bazen insan su damlalarindan bile fal bakmali...
Uzun uzun.
Duymak istedigi cikana dek.
Peki, ne cikti?

Beni hatirla

Bilemezsin sana verecek bir armağanı ne çok aradığımı.
Hiçbir şey içime sinmedi.
Altın madenine altın sunmanın ne anlamı var....
Ya da okyanusa su.
Düşündüğüm her şey doğu’ya baharat götürmek gibiydi.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok,
cünkü sen zaten bunlara sahipsin.
O yüzden sana bir ayna getirdim.
Kendine bak ve beni hatırla!…

Hz. Mevlana

Yol

"İnsan bir yolcudur.
Sabavetten (çocukluktan) gençliğe,
gençlikten ihtiyarlığa,
ihtiyarlıktan kabre,
kabirden haşre,
haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder."

Risale -i Nur