31 Aralık 2011 Cumartesi

Dogaclama

kelimeleri bazen kendimize sakliyoruz, özellikle en güzellerini. kücük bir cocugun oyuncaklarini paylasmadigi gibi bizlerde bazen kelimeleri paylasamiyoruz. aklimda bin cümle hepside nefsimin esiri, hepsi pasli zincirlere asili.
pasli zincirden hepimize bir kelime seciyorum kücük harflerle yazilmis sonunda ise bir nokta. huzur.

30 Aralık 2011 Cuma

Ve dallarimda ani bir ciceklenme*


*Kavusmaya inanmak gerekiyor.
Kavusmak var, cünkü ilk zikir olan ask 
Yaratan´dan yarattigina geldi.
Kavusmak, insanin kendisini asmasi.
Aslina dönmesi, O´nada erimesi.
Ve sonra O´nda yeniden dogmasi.


*Leyla Ipekci

12 Aralık 2011 Pazartesi

Şıp diye


Mutlu musunuz?
Soruyormusunuz hic kendinize, yokluyormusunuz kalbinizi.
Kendime sormaya korksamda, etrafimdaki insanlara rahatlikla sora biliyorum özellikle kardesime.
Cocuk dedigin mutlu olmali.
Mutlu olan sükürler icinde olmali Yaradana.
Gecenlerde annem „ Senin gözlerindeki mutlulugu görünce mutlu oluyorum.“ dedi.
Annem bende ki mutlulukla mutlu olandi, ben sorular sorarak mutlulugu ararken insanlarda.
O sorup sorusturmadan buluyordu mutlulugu sip diye

8 Aralık 2011 Perşembe

18 Kasım 2011 Cuma

Yazarken

Oyun oynamayi özledim!

Hani cocukken doyasiya oynadığımız gibi, zaman vakit bilmeden,
oynaya oynaya uyuduğumuz gibi.
Ne güzeldi o zamanlar…
Tüm kötülüklerden uzak masumca oyun oynamak.
O kadar özledim ki saatlerce bebeklerimin saçını taramayi,
annemin topuklu ayakkabılarını giyip kendi kendime konuşmayı.
Sessizce resim yapmayi…
Puzzle parçalarını tek tek yerleştirmeyi…
O kadar çok özledim ki oyun oynamayi,
oyun oynarken birşeyleri özlemeyi,
keyiften yorulup uyuklamayi.
Çocuk olmak gerçekten güzel şey.
Çocukluğunu yaşaya bilmekte,
mesela ben çocukken hiç sokak oyunlari oynamadim.
Salıncaktan düşmedim.
Mahalle arkadaşlarım olmadı benim hiç.
Kumdan kalelerde yasamadim.
Üstüm başım toz toprak içinde olmadi hiç.
Bunlari hep özledim...
Artik cocuk parkin karsisinda oturuyoruz.
Parktaki çocuklarin oyunlarini izliyorum,
o kadar güzel bir duygu ki sanki ben oynuyormuşum gibi.
Oynarken doymayi özledim!
20.nisan.2008




Nergis


16 Kasım 2011 Çarşamba

Kim?

"Ibrahim mi atesle sinandi, ates mi Ibrahim`le sinandi; bilinmez.

Ama degisen ates oldu, Ibrahim as. degil."


Senai Demirci


"Ey ates serin ve selametli ol" (Enbiya, 69)

17 Ekim 2011 Pazartesi

Kücük mavi kapaklar

"Yeryüzünde en iyi sey nedir?" diye sorarlar Diyojen´e.




O da, "Hür olmak" diye cevap verir.








Diyojen

11 Ekim 2011 Salı

Hava ve su

Tüm güzel sözlerimi yuttum.

Nasilda mutlu cümleler kurmak isterdim.

Isterdim ki icimiz senlensin.

Icim kara, hemde kap kara.

Tam`da mevsiminde hüzünleniyoruz iste.

Hayatlar`inin her bir kirintisini paylasa bilen insanlara hayranim

ama ben hic bir zaman öyle bir insan olamadim.

Galiba olamayacagimda.

Mutlulugum sir, hüznüm sir ben ise her seyin ortasinda suspussum.

Dibe vurdugumda en cok bana soru soran insanlardan kaciyorum.

Insan acisini icinde yasadikca mi kuvvetlenir yoksa anlattikca mi, cözemedim inanin.

Bende bir insanim ve hatalarla doluyum, benimde bilmediklerim ve cikmaz yollarim var.

Istiyorum ki etrafimdaki insanlar icimdekilere dokunmadan havadan sudan konussunlar,

bana dokunmasinlar.

Kafam dagilsin,

yüregi´min rengi degissin.

Onlar anlatsin, ben dinleyim.

Güzel dinler, kötü anlatirim.

Icimdeki daktilo yazip yirtiyor, sonra yine yaziyor.

Yüregime su siralar en iyi yazmak ve okumak geliyor, ha bir de dinlemek.

Size karsi hep bi mahcubum, herseyi ustu kapali anlatip her seferinde yeni bir bilmecenin icine girdiginiz icin.


Gözlerinizden öperim... Nergis


8 Ekim 2011 Cumartesi

Yaprak sesleri

Sevgili Okur,

ben bu kadar cok oldugumuzun bile farkinda degilken,

iyi dilekleriniz, dualariniz öyle iyi geldi ki.

Bir nebze olsun yüregim ferahladi.

Dilimin söylemeye varmadigi dertlerim var.

Bilirim siz sormazsiniz, bilirim tesellinizde duaniz gibi öz´dür.

Yüregim yangin yeri, dilim ise lal.

Yine sessizligimde burada bulusalim.

Size candan sariliyorum...


Sevgiler Nergis

4 Ekim 2011 Salı

Amin.Lavanta.Ekim

Ekim gelmis dua`arla, ciceklerle...
...hep birlikte dua etsek.

Ben etsem siz "Amin" deseniz.

Siz etseniz ben "Amin" desem.

Allah´im!


Ruhumuza sifa,


gönlümüze insirah nasip eyle.


Amin.


...sizde olmasaniz, Allah razi olsun.

25 Eylül 2011 Pazar

Bir dolap seremonisi

Ben bu hafta sonu dolap düzenledim, yerlestirdim, kokladim, esyalar üzerindeki anilarima baktim, özledim.
Cantalarin iclerini, pantolon ceplerini karistirdim. Bir cantadan mektup cikti.
Ilk okudugumdaki gibi yine bir sevinc kalpladi icimi. Sonra yine özledim.
Bazi kazaklarima kiyamadim, su 24 yillik fani ömrüme ne cok ani sigdirdiysam her karsima cikan bir parcada hüzünlendim. Sonra yine özledim tabi.
Duygu`yu, Funya´yi, sicak yaz gecelerini, kis günlerini, diktigim cantalari, hediye gelen cantalari.
Sari kece cantami cikardim yatagin altindan, sevdim sonra onu posta kutusundan cikardigim gün geldi aklima. Okuldan geliyordum, posta kutusuna sIkIsmis bir paket vardi o an actim paketi. Gözlerim buhulandi sonra gecti ve o sari canta bana hep o günü hatirlatir, güzel bir mayis günüydü.
Sonra yine özledim.
Kardesimin bebeklik ayakkabilari cikti ortaya sevdim, kokladim ve zamanin nasil gectigine inanamadim. Birimizin büyügüp birimizin yaslandigini sorgulamadim, sacimdaki aklarada aldirmadim.
Ve sonra yine özledim.
Nergis

12 Eylül 2011 Pazartesi

Yeniden Sevmeli

Aylar akıp gidiyor...
Mevsimler göz açip kapayincaya kadar değışıyor.
Daha dün yaz`di.
Simdi ise son bahar.
Sonbahara dair seveceğim birşey ariyorum.
Biliyorum o kadar çok var ki ama üstü yaz`la kapli.
Bir türlü değiştiremiyorum örtüyü.
Katlayip kenara birakamiyorum, sanki yazi tekrar yaşamak ister gibi.
Aslinda sonbahar´da güzel cünkü oda O´nun tarafindan güzel yaratilmis.
Kiymetini bilmeli.Sonbahari sevmeli.
Sevilecek birşeyler bulmali.
Hic değilse rengini değiştiren yapraklari,
hafiften titreten rüzgari,
ışıldayan ama soğuk bakan güneşi,
sevmeli.
Sevmeli ki, mevsimin tadi çıksın, hayat bi anlam kazansın.
Inadina sevmeli, sevmek ve sevilmenin zor oldugu bu zamanda…







Nergis

Bir gün


... "Aysegül sarisin bir genc kadin,

Cem sakalli bir genc adam olmustu.

Birbirlerini süzdüler,

tanimadilar,

tanismadilar...

Bir zamanlar birlikte ciktiklari yol coktan

bir kavsaga varmisti.

Kayboldular"...


Öncesi ve sonrasi Iclal Aydin `nin "Bitmis Asklar emanetcisinde"