31 Mart 2012 Cumartesi

Bahar


..."Simdi lütfen her baharda yasadiklarini hatirla, topraga düsmüs tohumlar, Rabbimiz tarafindan unutumuyor.
Her bahar, tipki Ibrahim´in kuslarinin geri dönmesi gibi,
uzaklara savrulan her seyi geri getirir.
O, kalbini de, gözünüde süphede birakmaz. 
Böylece, yeniden dirilecegine emin olursun."

Senai Demirci
Yusuf Özkan Özburun
(Tanri sana küsmedi)

27 Mart 2012 Salı

Mutluluk


"Ben 5 yasindayken, annem her zaman bana
mutlulugun hayatin anahtari oldugunu anlatirdi.
Okula basladigim zaman sinavda bana büyüyünce
ne olmak istedigimi sorduklarinda 
"Mutlu olmak istiyorum" yazdim.
Onlar bana soruyu anlamadigimi
söylediler,
ben de onlara 
onlarin hayati anlamadigini
söylemedim."

John Lennon

25 Mart 2012 Pazar

Mensch

Hayati kusurlariyla yansitan sirli bir aynanin önünde durup icimize bakarken bizi en cok ne korkutur?

Gördüklerimizi dillendirecek cesarete sahip olmadigimiz gercegi mi?

Esra Yalazan
(Kitap, Kelimeler ve Kader)

20 Mart 2012 Salı

Sems






Sonra disari kosup yolculari bekleyen kalabaliga katildilar. 
Kimya onlara bakti ve insanlarin dönekligini düsündü. 
Olaganüstü degil miydi?



Askin Kimyasi S.178

19 Mart 2012 Pazartesi

Üc kadin


Bir seyler dinlersiniz ya sizi alir götürür uzaklara yada ruhunuza degmeden gecer.
Bu yaziyi okuduktan sonra dinleyeceginiz parca, ruhumu deldi gecti.
En son belkide 6 sene önce dinlemistim, dumanli bir odada.
O zamanlar asktan ölündügünü, sigara icince tüm sinirlari gectigimizi, ayri sehirlerde asla yasayamayacagimizi düsünüyorduk.
Simdi degil ayri sehir, ayri ülkelerdeyiz.
Halbuki hep ayni apartmanda oturacagimizi hayal ediyorduk.
Biz alti sene önce üc kadin dumanli bir odada, asktan konusuyorduk.
Simdi uzun cümlelerimiz var, yutkundugumuz.
Bu sefer yalniz dinliyorum.

Kimya





“Bir sey yakalamaya calisiyorum,” dedi Kimya. Aklima bir imge geldi. „Bir ignenin deliginden iplik gecirmeye banziyor. Dikkat kesilmeli, hic kipirdamamali ve yogunlasmalisin.“
...
Hatice dikkatle dinliyordu. “Belki de anliyorumdur”, dedi ve o genis, mutlu tebessümüyle güldü. “Ama dikkatimin degilmasi benim hosuma gider.”

 Askin Kimyasi S. 136


13 Mart 2012 Salı

Renkler





Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir. 


Susanna Tamaro 

12 Mart 2012 Pazartesi

Soru isareti


Sorun bu soruyu! Ya da soruyu söyle sorun; “Bir insan ne yapabilir ki?”

Mustafa Islamoglu

11 Mart 2012 Pazar

Mevlana


Kimya bir süre sessiz kaldi. Sonunda, „Ne dedi?“ diye sordu. “Mevlana ne dedi?”
“Her seyin ve herkesin Yaratici´yi sevdigini, her zaman O´nun korumasi altinda oldugumuzu söyledi.”
“Bu, dogru,” diye bagirdi Kimya, “ve her sey O´na dönecektir.”
Ahmed irkilerek ayaga kalkti.

Muriel Maufroy
 (Askin Kimyasi S.69)

8 Mart 2012 Perşembe

Yagmur, hüznün ve mutlulugun karisimi gibi...

 Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler.. Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak .. Yoksa hangi balık boğmuş kendini; Hangi serçe atlamış damdan...

Dostoyevski



6 Mart 2012 Salı

Sehir


Karsi komsunun kizi Rukiyr bugün sehre gitmis. Bütün gün anlattikca, hala bitiremedi. Bir yandan dami suluyor, bir yandan anlatmaya devam ediyor. Büyük bakkallar varmis. Kutu kutu renkli sekerler, bisküviler... Babasiyla pastanede pasta yemisler, cok tatli sari bir su icmisler. Cok katli beton evler görmüsler. Yeni aldigi kirmizi naylon ayakkabilarda cok güzel.

Hafif bir kiskanclik kivrandiriyor icimi.Hic bakmiyorum o tarafa, hizlica bitirdim süpürme isini. Rukiyeýe inat bitisik damdaki arkadasim Fikriye´nin yanina gittim. Ooo, Fikriye daha süpürmeye yeni baslamis.

Emine Ucak Erdogan
(Keje, 15-16 S.)

5 Mart 2012 Pazartesi

Mektup

 Sevgili Duygu,

biz ne zaman birlikte aglayacak yasa geldik.
Ne cabuk gecti onca yil.
Daha dün cocuktuk, daha dün birlikte yasiyorduk.
Simdi ayri ülkelerden birbirimize sesleniyoruz, bir merhaba diyip sariliyoruz, bir hoscakal´la bogazimiz dügümleniyor. Seni özlüyorum sen yokken, cokca aniyorum seni.
Yoklugun koyuyor.
« Duygu olsa anlatirdim » diyorum, aglardim sabaha kadar, sonra sen geliyorsun ve ben sadece seninle mutlu olmak istiyorum. Hüznü mutlulukla cilaliyorum.
Istiyorum ki birlikte mutlu oldugumuz anilara bir tane daha ekleyelim ve bu hep böyle uzayip gidiyor. Ben söyleyemediklerimi biriktirip, sonrada unutuyorum zaten.
Bazi insanlar anlattikca rahatlar, ben ise anlatmadikca yada anlatamadikca rahatliyorum.
Icimde sakliyorum. Birlikte gecirdigimiz güzel günleri düsünüyorum istiyorum ki hersey böyle kalsin ve biz bizi mutlu hatirladikca tebessüm edelim, « ah ne güzel di » diyelim sonra cocuklarimiz olsun onlara anlatalim.
Yaslanalim. Sen domateslerini yetistir, ben receller yapayim.
Sen yine gel bana anlat anlatmak istediklerini ama ben susayim.
Insan sustukca unutur mu diye soruyorum kendime, belki.
Bu gün telefonun ucunda aglarken, seninde agladigini farkettigimde icim acidi.
Anlatacaklarim cokken, hic birsey anlatmak istemedim.
Telefonun ucunda da olmak istemedim.
Sana sarilarak aglaya bilirmiydim bilemiyorum, yine mutlu olmak isterdim herhalde.
Birlikte aglamis olsaydik bile sususabilir miydik ki?
Bu satirlari yazarken bir kez daha agladim, bu sefer icimde gizlediklerime degil.
Senin güzel dostluguna…
Insana hayatta cok sey gerekmiyor, dost dedigin zaten tüm bosluklari dolduruyor.
Sarildim...
 Nergis

4 Mart 2012 Pazar

Ah cocuk


"Çocukların utangaç olması onların iyi ahlak sahibi olmalarını müjdeler."

İmâm-ı Gâzâli Hazretleri (k.s)