8 Mayıs 2011 Pazar

Gelincikler arasinda kendime söylediklerim




Nisan bitti.
Ne cabuk gecip gidiyor günler…
Son günler öyle yorucu gecti ki, öylesine düsünülmeden hareket edildi ki.
Ne zaman hayat hizli akmaya baslasa, yetisemiyorum ona.
Kenidimi bir kösede insanlari izler buluyorum.
Iste hayatin hizli akisina kapilip tuhaflasiyor insanoglu.
Daha bir gercekci oluyor, kontrol etmiyor her hareketini.
Öylesine bir berraklikta görülüyor ki hersey, agzim acik izliyorum.
Sasiriyorum, her seferinde oldugu gibi.
Bir arkadasim söylemisti bir sohbetimizde, „Canim dediklerim canimi cikardi!“.
Öyle hakliydi ki, lügatimizdaki canim kelimesini cikarip atmali.
Yeride bos kalmaliydi.
Kimdi ki canim?
Biz sadece kendi canimizi düsünür olmusken!
Az konusmali, cok susmali bu günlerde sonra kimseyi kirmamali.
Hic degilse kirmamaya calismali.
Ah cok mu polyanna oldum?
Sonra…
Insanlari anlamadigimi söylemis miydim.
Yüzüme gülenin arkamdan kuyumu kazdigindan süphe ediyorum.
Kime nasil davranacagimi sasirdim,
kisiye göre degil yüregim nasil isterse öyle davranmak istiyorum.
Sir´rini birine anlatmak ise hak getire, yok böyle birsey.
Iki, sirdasida siliyoruz lügat´tan.
Geriye hangi kelimeler kaldiysa onlarla konusmaya calisa biliriz.
Sonra

Birlikte sükredelim diye bu gelincikler...

Hiç yorum yok: