27 Mayıs 2012 Pazar

Çocukluk anısı






Dumani tüten bir ocakta,
demli cay kokusunda vazgecmistim seninle olmaktan.
...
Sen var ile yok arasinda rivayet...
Sen Habil ile kabil olma arasindaki secim.
...
Bir hüznün son perdesini oynuyorum bu gece.
Digerlerine kiyasla daha agir,
daha icten, daha bir "son" sanki.
...
Bir söz sicaginda biraktim tüm umutlarimi.
...
Biliyordum biz Adem ile Havva olamazdik,
cennetten kovulma pahasina yasaklari tadamazdik.
...
Hani icimden "gitme, kal" demek geciyor,
susuyorum...
...
Gülbari Arslan
Yagmur Gülü
7-37 sayfalari arasinda git geller


Elime aldigim kitapla birlikte aklima düsenler bir oldu.
Anneannemin mahallesindeki ´gencler´.
Ben cocuktum, onlar gencti.
Yeni aska düsmüstü hepsi.
Doksanli yillardaydik, herkes balkonda oturup gelen geceni izlerdi.
Ben cocuktum, annemin dizinin dibindeydim.
Onlar ise etrafa dagilmisti cünkü aska düsen yerinde duramazdi.
Cocuk aklimla hikayeler kurardim.
"Su sununla, bu bununla evlenecek" derdim.
Hepsi mutluydu hikayelerimde.
Öyle olmadi.
Cogu evlendi.
Mutlu mutsuz.
Coluk coguga karistilar.
Ne zaman o sokaga girsem hepsi bir bir aklima düser yada hüzünlü bir hikayede.
Nermin, Rukiye, Erhan, Hidayet, Fatma, Ersin...
Merak ediyorum, mutlular mi? 
Tutmak istedikleri elimi tutuyorlar?
Yoksa, hepsi mutsuz bir hikayeden mi ibaret.


Bir gece vakti bunlar düstü aklima, 
siz bir pazar sabahinda bu satirlari okurken belki bana mutlu bir ask hikayesi anlatirsiniz.
Olur mu?
Bu sefer böyle olsun.
Ben yazarken dinledim, siz okurken dinleyin.


N.



Hiç yorum yok: