10 Ekim 2010 Pazar

Fikra

karım anlamıyorbeni.
direksiyonda karşı yönden gelen biri ile...
gözgöze geldiğimde başımla selamlar veya el sallarım bazen.
içimden gelir.
"gerçekten tuhafsın,"der karım.
süpermarketteki kasiyere
bir şeyler anlatmaya veya
gülerek, el haraketleri yaparakdışarı çıkınca
karım,"o adam anlattıklarından
tek kelime bileanlamadı!" der.
veya bir fıkra anlatırımkarıma.
fıkra bittiğinde, "ne zırvalıyorsunsen?" diye sorar.
"bu bir fıkraydı."
"fıkra mı? bu dünyada
bunun bir fıkra olduğunu
anlayabilecek tek kişiyoktur!"sonra başını geiye atıp
kahkaha ile güler bana.
postane ve kafe gibi
umumi yerlerde
başkalarına küçük el ve
baş işaretleri ile
servisin yavaşveya imkansız,veya dünyanın
nefret dolu olduğunu veya o tür bir şeyima etmeye çalışırım.
"ne yapıyorsun?" diye sorar karım,
"kes şunu! hiçbir yere götüremiyorum seni!
"umarım size bir erkeği anlayacak son insanın
karısı olduğunu söylediğimdesiz ne demek istediğimi
anlıyorsunuzdur, bir aynaya bakıyordur sanki kadın,
ancak öylesine yakındır ki aynaya(burun aynaya yapışmış)
hiçbir şey göremez.
ve bu bir fıkra değil.

Charles Bukowski

Hiç yorum yok: