5 Nisan 2010 Pazartesi

Mektup

Sevgili Ben,

Buaralar neler istedigini pek bilmiyorsun, biliyorum.
Zaten insan tam olarak hic bir zaman ne istedigini bilmez ki. Istedigini elde edince istemeye devam eder ve bu sürecte bir cok kez burun kivirir.
O yüzden bu kadar cok takili kalma bu duruma.
Baskalarinin koydu kurallara göre degil´de yüreginin koydu kurallarla yasamak istiyorsun ama bilki bu biraz zor ama bence en dogrusu.
Insanlarin seni hep anlamalarini bekleme, kendinide anlatmaya kalkma.
Sana varligiyla feyz vermeyenlerdende uzak dur.
Kosma, yürümeyi dene... Hani Sadi-i Sirazi´de diyor ya: “Ey menzilini susamış kişi, acele etme, sabrı öğren! Arap atı aceleyle iki koşu gider. Deve ise, ağır ağır gece gündüz yol alır.”
Girdigin derinliklerden sakin cikma, kal orada etrafi tani, yerles oraya belki orasi senin icin hayirlidir.
Kötülükler hakkinda düsünme, neden nicini cok arastirma bunlar zaman kaybidir sadece kendine ders cikarmasini bil, gerisi bos.
Islerini aksatma, zaten basina ne geldiyse ani yasamaya niyetlenmenden geldi. Bugünün isini yarina birakma! Yinede ani yasamayida bil.
Buara biraz kenara cekil, insanlarla pek görüsme konusma sadece selam ver ve sus. Suskun ol, icindeki sesleri dinle biraz.
Günlerin cabuk gecmesinden hayiflanma, zaman sana bagli akacak degil ya bu devran sen olmadanda döner nasilsa.
“Bos bu bos” dediklerine kafani bile cevirme, yüreginin sesini dinle.
Yeni islerinden vazgecme, sabret ve devam et. Insanlarin seni anlamasini beklerken sende onlari anla. Sakin hep cümlelerine “Ben” diye baslama. Her isede bulasma, herkes ayri bir fitratta yaratilmistir, bak ve takdir et. Yüreginin istemedigi birseyi sakin ola yapma, yipranirsin zorlama kendini, istemiyorsan istemiyorsundur.
Hayat akip giderken bos seylere takilma, fark edersen ne kadar cok BOS kelimesini kullandim demek ki bos seylere cok takilip kalmissin!
Simdi seni ilk önce Rabbime sonra seni sana birakiyorum.
Iyi bak ruhuna!

Sevgilerimle
Nergis

Hiç yorum yok: